Zaman, para ve güven kaybına neden olan 7 içerik pazarlama hatası

İçerik pazarlamada yapılan bazı yanlışlar, şirketlerin zaman, para ve güven kaybetmelerine neden olur. Blog içeriği üretirken, bu tip hatalardan kaçınmak, daha fazla geri dönüşüm almanızı sağlayacağı gibi, bu alana yaptığınız yatırımların da daha etkili olmasını sağlar.

Zaman ve para kaybının yanı sıra itibar kaybı, şirketlere daha fazla zarar verir. Çünkü tüketicilerin, tercih etmediği veya güvenilir olduğunu düşünmediği içerikler üreticileri, bir süre sonra itibar kaybına uğrar.

Sektörel olarak itibar kaybı yaşadıktan sonra, bunun geri dönüşü oldukça zor olacağı için, zaman ve para kaybından daha önemlidir. İçerik üretimi sırasında yapılan bu hatalardan bazılarını sizlerle paylaşacağız.

Tüketicilerin, blogunuza gelmesini beklemek

Belli bir takipçi kitlesi olan ve arama motorları üzerindeki page rank’i iyi olan bir firma olabilirsiniz; ancak blog için içerik çalışmaları yapıyorsanız, tüketicilerin sizi bulmasını beklememelisiniz. İçeriklerinize, organik olarak trafik çekmeyi planlıyor olabilirsiniz; fakat site haricindeki kanallardan da bu içeriklerin tanıtımını yapmanız gerekiyor. Gerekirse sosyal mecralar üzerinden bu içeriklerin gösterimini artıracak reklam modellerinden de yararlanmanız gerekiyor.

İyi içeriğin ne olduğunu çok iyi bildiğinizi düşünmek

İyi içerik ürettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz; ama buna karar verecek olanlar, içeriğinizi okuyan kişilerdir. Onlar, bu içerikten bir fayda sağlayabiliyorsa veya bu içeriği paylaşmak istiyorlarsa; o zaman iyi içerik üretmiş olursunuz.

Tabii ki işin kontrolü yine sizin elinizde; fakat takipçilerinizin ilgisini çekecek ve onların duygularına dokunacak içerikler üretmediğiniz sürece, iyi içerikler ürettiğinizi düşünmeniz oldukça yanlış bir yaklaşım olacaktır.

Her gün içerik yazmanız gerektiğini düşünmek

Yapılan en büyük yanlışlardan biri, her gün bir içerik oluşturmaya çalışmaktır. İçerik pazarlamadaki en önemli kriterlerden biri sürekliliği sağlamak olsa da, bu her gün içerik yazmanız gerektiği anlamına gelmiyor.

Bu iş için ayıracağınız bir ekibiniz olmayabilir ve bu nedenle de her gün içerik üretmek adına, sıradan içerikler yazıyor olabilirsiniz. Bunun yerine, sektörünüze ve iş yoğunluğuna göre yeni bir plan oluşturabilirsiniz ve içerik sayınızı azaltabilirsiniz. Önemli olan, belirlediğiniz sıklığa sadık kalabilmektir.

Başlıkla içeriğin birbirini tutmaması

Tık avcılığı olarak da bilinen bu durum, itibar kaybının en önemli sebeplerinden biridir. Başlıkta, kullanıcıların ilgisini çeken ve merak uyandıran bir bilgi sunup, içerikte bu bilgilerden bahsedilmemesi ya da içi boş bilgilerin yer alması, tüketicilerin güvenini sarsacaktır. İnternet siteleri trafiklerini artırmak için bu tür yöntemlere başvurabiliyor; fakat tüketicileri sadece birkaç kez bu şekilde kandırabiliyorsunuz. Bir süre sonra kullanıcılar, tık avcılığı yapan internet sitelerine güvenmiyor ve içeriklerine bakmıyor. Bu nedenle, kullandığınız başlıkların, içeriğinizi desteklemesi gerekiyor.

İçerikte çok fazla jargon kullanmak

Sektörle ya da yazdığınız içeriğin konusu ile ilgili çok fazla teknik bilgi gerektiren kelime kullanmak da yapılan yanlışlardan biri. Okuyucularınız, bu konular hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığını düşünerek içeriklerinizi ele almalısınız. Çok fazla jargon kullanmak, tüketicileri sıkabilir ve kafalarının karışmasına neden olabilir.

Sadece zamanınız olduğunda, blogunuzun tanıtımını yapmak

Blogunuzun tanıtımını yapmak için vakit ayırmıyorsanız, zaman ve para kaybetmeye mahkumsunuz. Bu işi sadece, diğer işlerden vakit bulduğunuz süreçlerde yapmayı seçiyorsanız, gerektiği şekilde blogunuzu yönetemez ve tanıtamazsınız.

Bunun önüne geçebilmek için, içeriklerinizi yayına aldığınız zaman, tanıtım çalışmalarını yapmalısınız. Bu içerikleri daha sonra paylaşmayı düşünüyorsanız, Sosyal Medya yönetim araçları kullanarak, ileri tarihlere bu içerikleri zamanlayabilirsiniz.

Kopya içerik paylaşmak

Farklı mecralar üzerinden içerik araştırması yaparak, alıntılar yapabilirsiniz; fakat başka bir yerde yayınlanan bir içeriği olduğu gibi kendi blogunuzda paylaşmak ve bunu orijinal kaynağı belirtmeden ya da bu yayıncının izni olmadan paylaşmak yapılan en büyük yanlışlardan biridir.

Ne yazık ki, Türkiye’de bunun örnekleri çok sık görülebiliyor ve orijinal içerik üreten kişiler bu durumlardan zarar görüyor. Sadece bu içeriği üreten değil, kopya içerik yayınlayan kişiler de aynı zararları görüyor; çünkü bunu farkeden kullanıcıların gözünde, güvenilirliklerini kaybediyorlar. Bu tür kopya içeriğin çok fazla kullanılması sonrasında da marka için ciddi itibar sorunları yaşanıyor.