E-posta pazarlamanın yeni kuralları neler?

Pazarlama tarafında çok tartışılan bir konu olsa da e-posta pazarlama halen, en çok yatırım getirisi (ROI) sağlayan pazarlama aracı olarak, şirketlerin en çok tercih ettikleri yöntemlerden biri olmaya devam ediyor.

Tabii ki zaman içerisinde hem teknolojinin hem de kullanıcı alışkanlıklarının değişmesiyle beraber e-posta pazarlamanın da kuralları değişmeye başlıyor. Bu değişikliklere ayak uydurmak, e-posta çalışmalarınızdaki verimliliğinizi artırmanızı sağlayacaktır.

E-posta pazarlama, marka tanıtımı yapmak, yeni ürünleri tanıtmak ve kampanyaları duyurmak için kullanılacak en etkili yöntemlerden biri ve bu pazarlama yönteminin yeni kurallarını bu yazıda sizinle paylaşacağız.

E-postada DIY (kendin yap) dönemi

Do it yourself olarak bilinen ve kişilerin kendi kendilerine yapabilecekleri eylemler olarak tanımlayabileceğimiz DIY, e-posta pazarlamada da karşımıza çıkıyor.

Gelişen teknolojik özellikler, markaların kendi e-posta kampanyalarını ve tasarımlarını rahat bir şekilde yapabilmelerini sağlıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar için bu teknolojiler oldukça önemli. Ücretli ve ücretsiz olarak kullanabileceğiniz bu teknolojilerle kendi kampanyalarınızı rahatlıkla oluşturabilir, e-posta listeleri oluşturabilir ve bunları farklı segmentlere ayırabilirisiniz.

Bu teknolojiler neden yeni bir dönemin başlangıcı diye düşünecek olursanız, bu gelişmeler sayesinde çok düşük bütçelerle ya da hiç para harcamadan e-posta gönderileri yapabilir, satışlarınızı artırabilir ve ürünlerinizi/markanızı tanıtabilirsiniz.

• Markaya özel tasarımlar: Bu yazılımlar sayesinde kendi markanıza özel tasarımlar yapabiliyorsunuz. Bu araçların içinde yer alan hazır şablonların üzerinde değişiklikler yapabilir ve bunu yaparken herhangi bir tasarımcıya ihtiyaç duymazsınız. Bu nedenle de bu tür yazılımlardan yararlanmak sizin maliyetinizi ciddi ölçüde düşüreceği gibi, müşterilerinize de ulaşmanıza olanak sağlar.
• Erişilebilirlik ve kolay kullanım: Bu teknolojilere ulaşmak oldukça kolay ve tasarım konusunda hiçbir bilgisi olmayan kişiler dahi, bu yazılımların arayüzdelerinin sunduğu kullanım kolaylığı sayesinde kendi tasarımlarını oluşturabilirler.

Çoklu ekran döneminde rus ruleti oynamaya vakit yok

Gelişen teknoloji ve tüketicilerin kullanım alışkanlıkları çoklu ekran dönemini de hayatımıza soktu. Yani tüketiciler artık gün içinde birden fazla cihaz kullanıyor ve bu da birden fazla ekran anlamına geliyor.

Çoklu ekran döneminde rus ruleti oynamanın ne olduğundan biraz bahsedelim. Aslında bu mobile uyumlu e-postalardan bahsetmenin farklı bir yolu da diyebiliriz. Siz e-posta kampanyalarınızı düzenlerken, sadece masaüstü cihazlara yönelik tasarımlar yaptığınızda aslında bir bakıma rus ruleti oynuyorsunuz. Çünkü artık tüketiciler sadece bilgisayarlarından e-postalarını kontrol etmiyorlar. Bu durumda da boş atışlarınızda mobil kullanıcıları kaçırma şansınız artmış oluyor.

2010 yılında e-posta açılma oranları PC’ler üzerinde yüzde 60’lara yakınken, 2015’te bu oran yüzde 40’ın altına düşmüştür. Başka bir şekilde anlatacak olursak 2010 yılında mobilden açılan e-postalar yüzde 15’lerdeyken, 2015’te bu oran yüzde 40’ın üstüne çıkarak, PC’leri geri bıraktı.

Tüketicilerin mobile bu kadar adapte olmasının ardından e-posta çalışmalarınızda mobile uyumluluk sağlamamanız yaptığınız kampanyaların etkinliğinin düşmesine neden olacaktır. E-posta servislerinizi araştırırken, size mobile uyumlu tasarımlar ve kodlar sunduklarından emin olmanız bu açıdan oldukça önemli.

Yeni e-posta pazarlama döneminde, mobile uyumluluk sunulması gereken bir özellik değil artık standart olduğunu bir kez daha vurgulayalım.

Kullanıcının yararına içerik sunun ya da silinin

Tüketiciler artık gelen kutularındaki e-postaları açarken oldukça seçici davranabiliyor. Kendileriyle ilgili olmadığını düşündükleri e-postalar çoğu zaman silinip gidiyor ve markaların yaptıkları e-posta çalışmaları boşa gidebiliyor. Bu durumda da e-postalarınızın başlıkları ve içeriklerinin kullanıcıların ilgisini çekmesi oldukça önemli.

Başlıklarınızda kullandığınız kelimeler, eyleme çağrı ifadeleri ve sunduğunuz kampanyalar, e-postaların açılmasını doğrudan etkiliyor. Tabii ki bunun yanı sıra yukarıda da bahsettiğimiz mobil uyumluluk, e-postanın içeriği ve tasarımı da tüketicilerin davranışlarını etkiliyor.

Tasarımlarınızda sadelikten yana dururken, mesajınızı kısa ve açık bir şekilde vermeniz gerekiyor. Uzun yazılar bu tür kampanya gönderilerinde ilgi çekmiyor. Bu nedenle de doğrudan kullanıcının ilgisini çekebilmeniz gerekiyor.

Kişiye özel gönderiler daha çok dikkat çekiyor

Kişiselleştirilmiş e-postaların açılma oranları, diğerleriyle kıyaslandığında yüzde 26 oranında daha fazla oluyor. Bu da kullanıcıların, markaların gönderdiği samimi ve kendilerine özel içeriklere daha fazla ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.

Abonelerin isimlerinin kullanılması, onların önceki alışverişlerine özel kampanyaların ya da indirimlerin sunulması tüketicilerin markalardan istediği bir tutum ve bunu onlara sağladığınızda yatırım getiriniz de doğru orantılı olarak artıyor.

Aboneleri kategorilere ayırma

Daha önceki yazılarımızda e-posta listelerinizi kategorilere ayırmaktan bahsetmiştik. Yeni dönemde artık markaların abone listelerini farklı segmentlere ayırmaları, bu çalışmalardan alacakları geri dönüşümleri de artıyor.

Bunun öncelikli sebebi kişiselleştirme konusunda kendinize kolaylık sağlayabilirsiniz. Belli demografik özelliklere sahip olan kullanıcıları belirleyerek bunları bir kategoriye dönüştürdüğünüzde, bu kullanıcılara daha özel gönderiler yapabilirsiniz.

Herbir demografik yapı için farklı kategoriler oluşturmak, farklı zamanlarda farklı gruplara, farklı kampanyalar yapmak için de size fırsat verecektir. Aynı zamanda bu gönderilerin zaman aralıklarını ve paylaşım gün/saatlerini test etmenize de olanak sağlayacağı için sizin için ideal bir e-posta gönderim zaman çizelgesi ortaya çıkacaktır. Bu verilerin analizlerinin yapılması da doğal olarak sizin doğru hedef kitlelere, doğru zamanlarda, doğru kampanyaları sunmanızı sağlar.